WOMMA (Word of Mouth Marketing Association) tarafından her yıl düzenlenen “WOMMA Summit” geçen yıl Kasım ayında Las Vegas Cosmopolitan Otel'de gerçekleştirilmişti.
Bu blogun takipçileri hatırlayacaktır, LasVegas’ın en yeni otellerinden olan Cosmopolitan, bu yıl Cannes Lions Yaratıcılık Festivali’nde ‘Design Lions’ kategorisinin büyük ödülünü kazanmıştı.
KONUŞTURAN MARKALAR
‘Sıra Konuşturan Markalarda’ temasıyla düzenlenen zirvede, ‘konuşturan marka’ olmanın markalar için artık hayati bir nitelik olduğu ana fikri üzerinde tartışmalar yapıldı. Üç gün süren oturumlarda dünyanın farklı pazarlarından gelen pazarlama uzmanları, tüketicilerin markaları daha çok konuşmalarını sağlamanın yollarını tartıştı. Sosyal medya kullanarak buzz yaratmayı başarmış vakaların öyküleri paylaşıldı.
Konferansta söz alan konuşmacılar ve marka yöneticileri ‘konuşturan marka’ olabilmek için tüketiciye bir kerelik deneyimler yaşatmanın yeterli olmadığını, sürekli deneyim yaşatabilmek gerektiğini belirttiler. Tüketici ancak sürekli deneyim yaşayabildiği markaları konuşmaya değer görüyor, onu seviyor ve network’ündeki insanlara o markadan –çoğunlukla- olumlu bahsediyor.
Ağızdan ağıza pazarlamanın yeni eğilimleri ile yeni araştırma bulguları ve yöntemleri de zirvede konuşulan önemli başlıklardı. Anlatılan çok sayıda araştırma, tavsiyenin –özellikle aile ve arkadaşlar tarafından yapılan- tüketiciler için hâlâ en önemli karar alma nedeni olduğunu ortaya koyuyordu.
KONUŞTURAN MARKA OLMANIN 5 KRİTERİ
Konferansın açılış konuşmasını yapan WOMMA Dönem Başkanı Rod Brooks ‘konuşturan marka’ olmak için minimum 5 kriter gerektiğini belirtti:
1. Güvenilirlik
2. Özgünlük
3. Tüketiciye saygı
4. Şeffaflık
5. Sosyal marka olmak.
Brooks’a göre sosyal markalar, kolay paylaşılabilir hikayeler yaratabilme becerisi olan markalar.
30 SANİYEYİ UNUTUN, 9 SANİYEDE YAPIN NE YAPACAKSANIZ!
WOMMA zirvesinde ana konuşmacı olarak kürsüye çıkan Sally Hogshead, araştırmalara göre günümüzde insanları etkileme süresinin 9 saniyeye düştüğünü söyledi. Bireysel olarak ilk kez tanıştığınız birini etkilemek için 9 saniye… Bir televizyon programında sunucuyu ve/veya izleyiciyi etkileyebilmek için 9 saniye... Bir reklam kuşağında hedef kitleyi etkileyebilmek için 9 saniye... İlk 9 saniyede hedefinizi etkileyebiliyorsanız, başarıyorsunuz. Eğer 9 saniyede muhatabınızı etkilemeyi bilmiyorsanız vay halinize!
Hogshead müşterilerinizi etkilemek, ikna etmek için 9 saniyede ne yapacaksanız yapın, yapamıyorsanız boşuna çaba ve para sarf etmeyin diyor. Bu doğrultuda Hogshead, markalara, hedef kitlelerini yakalayabilecek en iyi ortamı seçmeyi ve ilk 9 saniyeye odaklanmalarını öneriyor.
‘SOSYAL ALIŞVERİŞ’ ÇOK GÜÇLÜ GELİYOR
İşte bu noktada sosyal medya devreye giriyor. Ağızdan ağıza pazarlamanın da yeni yıldızı sosyal medya. Sosyal medyanın dünyada etkisini kanıtladığı son birkaç yılda pazarlama dünyasının gündemine de ‘sosyal’ ile başlayan birçok kelime girdi. Üç günlük zirvede gördüğüm kadarıyla, dünyanın önde gelen pazarlamacıları, bir yandan sosyal medya kavramını özümsemeye çalışırlarken, diğer yandan bu kavramın içinden çıkan yeni kavramlarla da tanışmak zorunda kalıyorlar: Sosyal shopping, sosyal iş, sosyal müşteri, sosyal marka...
Görünen o ki, geleceğin tüketicilerine ulaşmak sosyal medya ile daha kolay olacak. Çünkü tüketiciler, bilgi almak için, eğlenmek için, iletişim kurmak için ve network oluşturmak için sosyal medyayı her geçen gün daha fazla kullanıyor olacaklar.
Çoğumuza uzak bir gelecekten söz ediliyormuş gibi gelebilir. Ama burada sözü edilen gelecek aslında şu anda yaşanan zamandan başka bir şey değil. Çünkü yarın değil tam şu anda, sosyal medya kullanıcılarının yüzde 61’i şirketler ve markalar kendileriyle interaktif bir iletişim kurduklarında, şirketler ve markalarla daha güçlü bir bağ kurduklarını söylüyor. Ve bu kişilerin yüzde 46’sı, şirketlerin ve markaların sosyal ağları kullanarak geri bildirim yaptıklarına ve tüketicilerin problemlerini bu yolla çözdüklerine inanıyorlar.
MOBİLİN YÜKSELEN GÜCÜ
WOMMA zirvesinde aktarılan araştırmaların ortaya koyduğu bir başka önemli bulgu, geleceğin önemli ölçüde mobilde olduğunu gösteriyor. Bu araştırmalardan çıkan o ki, şirketler ve markalar ya yeteneklerini mobile entegre ederek başarılı olabilecekler ya da sonun başlangıcı evresine girmiş olacaklar.
Örneğin ABD tüketicilerini yüzde 48’i bugün itibariyle akıllı telefon kullanıyor. 2012’ye girildiğinde ise ABD’li tüketicilerin çoğunluğu akıllı telefon sahibi olacak. Bu tüketiciler, sadece birbirleriyle konuşmak veya haber sitelerinde olan biteni anlamak için kullanmıyorlar ellerindeki cihazları. Bu cihazlarla aynı zamanda, mağaza ya da marketlerde ürünlerin fotoğraflarını çekiyor, bunları tanıdıklarına göndererek onay alıyor veya marka ve ürün tavsiye ediyor, WOMM yapıyor. Belki de bu yüzden bugünün ‘konuşturan marka’ları daha çok sosyal medya tabanlı iken, yarının ‘konuşturan marka’ları daha çok mobil tabanlı olacak.
Kaynak: MediaCat Aralık, 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder